Bir anı var çocukluğumdan kalma ;
Kış aylarındayız. Dışarıda muhtemelen 4 mevsim olduğu gibi yağmur yağıyor. Oturma odasındayız kardeşimle beraber. Küçüğüz daha. Sobanın içinde yanan odunun çıtırtısına ve yağmur damlalarının sesine eşlik eden herhangi bir ses yok. Trabzon'da çok sık olduğu gibi büyük ihtimalle elektrikler kesik, tv kapalı. Arada bir üzerindeki demliliği yan çevirmemiz için bize ikaz veren çaydanlıktaki suyun sesini saymazsak sessizce doğayı dinliyoruz !
Annem soğuk olan mutfaktaki masanın yerine sobanın olduğu odada yer sofrası hazırlamayı tercih ediyor. Sofra bezi serilip sofra üzerine yerleştirilmiş. Şimdikiler gibi plastik değil, hakiki ahşap yer sofrası. Hani üzerinde yufka açılanlardan...
Sofraya önce minzi(minci) geliyor. Ardından minziye batırılıp yenilebilsin diye uzunca doğranmış yerli tarla salatalığı getiriyor annem (kabuğu dikenli olanlardan). Muftakta bir şey pişiyor. Kokusuna bakılırsa yumurtalı ve yağlı bir şey. Çay bardakları, çay kaşığı, şeker, çatallar tamam. Sonra annem geliyor elinde büyük yuvarlak bir tabakla. İçinde üst üste dizilmiş, düzgünce üçgen pasta dilimlerine ayrılmış kayganalar var. Ve aralarında itinasız sürülmüş incir reçeli...
Ne düşündünüz ? Sizin de benim gibi aklımdan "tatlı-tuzlu" diye bir çelişki geçti mi ? Eğer öyleyse bırakın o çelişki geçip gitsin. Çünkü ben kaygana-reçel ikilisiyle ne zaman karşılaşsam bir kaç saniyeliğine o duyguyu yaşarım. Sonrasında , kaygana dilimlerini rulolayıp her yanına bulansın diye reçel kasesine daldırışım ve o yağlı, yumurtalı, şekerli tadın damağımda bırakacağı lezzete kendimi kaptırışım geliyor.
Sonra ben büyüyorum. Bu anıların yerini başka anılar sarıyor ;
Üniversite 3teyiz. Ders 'Besin Hazırlama'. Hüseyin hoca bizi gruplara ayırıp her bir gruba pişirmeleri için bir tarif veriyor. Biz profiterol hazırlarken başka bir grup krep yapıyor. 'Aralarına bak sürülerek servis edilecek' diyor. Bende yine aynı çelişki oluşuyor "tatlı-tuzlu"...
Sonra ben daha da büyüyorum. İnternetin sınırsızlığına güvenip kendi sınırlarımı aşıyorum. Hayranı olduğum raspberricupcake'i başından sonuna tarıyor ve sık sık aynı tarife rastlıyorum ; ballı pancake - akçaağaç şurubu ve pancake - çikolata soslu pancake - karamelli pancake...Bende yine aynı duygular "tatlı-tuzlu"...
Geçtiğimiz haftalarda Banu, pişerken aklımı başımdan alacak kokular yayan bir tarif yayınladı. Facebook sayfasına "800 gr kadar mürdüm eriğine bir büyük yeşil mayhoş elma kattım; üstüne de şeker... Sonra karanfil de eklenecek... "Marmelat ol!" diye de tencerenin kulağına fısıldarsam, olur mu sizce?" diye yazınca , hiç marmelat yapmamış biri olarak "o kadar kolay mı?" diye sormaktan kendimi alamadım :) İyi ki sormuşummmm, iyi ki sormuşum. Sahi, marmelat yapmak bu kadar kolay mıydı ?
Bakın bakalım kolay mıymış ?
Erik Marmelatı İçin Malzemeler :
(Facebook sayfamızı takip edip, tariflerden anında haberdar olabilirsiniz , TIKLAYIN )
(Kaynak : Karafakiden )
800 gr çekirdikleri ayıklanmış erik (Ben 2 farklı çeşitten yaptım.Farkı aşağıda görebilirsiniz)
1 adet büyük yeşil ekşi elma (Granny Smith)
1,5 bardak toz şeker
1 tatlı kaşığı tereyağ
1/2 çay bardağı su
4-5 tane karanfil
Yarım çubuk tarçın
1/2 taze limonun suyu
Yapılışı :
-Erikleri ikiye bölüp çekirdeklerini çıkararak , geniş bir çelik tencereye dizin.
-Elmayı soyup dörde bölün ve her bir parçayı küp küp doğrayıp eriklerin üzerine yayın.Çekirdekleri atmayın.
-Erik ve elmaların üzerine tozşeker ve suyu ekleyip tencereyi orta ateşe alın.Şeker eriyip meyveler yumuşadığında karışımı el blendrıyla püre haline getirin. (Püre haline getirilmemiş-püre haline getirilmiş şekilleri)
-Tüm meyveler püre haline geldiğinde karanfil, tarçın, elmanın çekirdekleri ve tereyağını ilave edip karışımı orta ateşte 25-30 dakika pişirin.
-Marmelatı ocaktan almadan hemen önce limon suyunu ilave edip karıştırın.
Ben ilk denememi dolaptaki 400 grlık mürdüm eriklerimle yaptım. Küçücük bir kavanoz çıktı ama öyle nefis oldu ki "bu bize yetmez" deyip ikinci kez denemeye karar verdim. Ama bu kez de mürdüm eriği bulamayıp üstteki fotoğrafta gördüğünüz eriklerden denedim. Yani Japon eriği ile. Hatta içine 3 tane de kırmızı erik attım. Tat olarak hiç birinin birbirine bir üstünlüğü yok. İkisi de çok lezzetli. Ama kokuları birbirinden çok farklı. Mürdüm eriği marmelatının pişerken yaydığı koku Japon eriği marmelatının pişerken yaydığı kokudan daha çekici. Piştikten sonraki kokularıysa tam tersi :) Japon eriği marmelatının kapağını açtığımda onun kokusu mürdüm eriği marmelatının kokusundan daha cezbedici benim için :)
Aralarındaki farkı bu fotoğrafla da görebilirsiniz :
Soldaki Japon eriği marmelatı. Hani içerisine 3 tane kırmızı edik eklediğim.
Sağdaki mürdüm eriği marmelatı. Marmelatın kıvamı eriklerin içindeki suyla çok bağlantılı. Benim eriklerim oldukça susuzdu sanırım, daha katı bir kıvam oluştu. Tam ekmeğe sürülmelik bir kıvam olduğu için ben çok memnun kaldım.
Haşhaşlı Limonlu Pancake İçin Malzemeler (5 adet küçük pancake) :
(Facebook sayfamızı takip edip, tariflerden anında haberdar olabilirsiniz , TIKLAYIN )
(Kaynak : Raspberri Cupcakes )
1 adet yumurta
2 yemek kaşığı şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı un
1 yemek kaşığı dolusu haşhaş tohumu
1/2 limon kabuğu rendesi
1 tatlı kaşığı limon suyu
1 çay kaşığı kabartmatozu veya karbonat
Kızartmak için 2 tatlı kaşığı tereyağ
Yapılışı :
-Yumurta ve şekeri çırpın. İçine sütü ilave edip karıştırmaya devam edin.
-Un, kabartmatozu ve haşhaşı bir kaba eleyin. Bu karışımı yavaşça sütlü karışıma ekleyip un taneleri kaybolana dek karıştırın. Son olarak limon suyu ve limon kabuğu rendesini de ekleyip 10dk buzdolabında dinlendirin.
-Yapışmaz bir tavaya tereyağının yarısını ekleyip eritin. Pancake hamurundan 1 çorba kepçesi kadar alıp tavanın tam ortasına yavaşça dökün. ( Ocağınız her zaman orta ateşte olacak ! )
-Hamurun üzerinde delikler oluşmaya başladığında spatula yardımıyla hamuru ters yüz edin. Alt kısmını pişirin.
-Hamurun yarısı bittiğinde tavayı tekrar tereyağı ile yağlayıp hamur bitene dek aynı işlemi tekrarlayın.
-Pancakelerin arasına erik marmelatı sürerek servis edin.
Uzun zamandır ilk kez fotoğraflarından hiç memnun kalmadığım bir tarif yayınlıyorum. Hafta içi yeni ve çok daha güzel fotoğraflanmış pancake fotoğraflarıyla bunları değiştireceğim, şimdilik idare edin . Bu fotoğrafları çekerken açlıktan bayılmak üzereydim, midem bana psikolojik ve fizyolojik baskı yaptı makineyi bırakıp çatala sarılmam için :)
LeylaK
Categories:
KAHVALTILIK
Meyve ve bilhassa erik düşmanı biri olarak ilk defa mürdüm eriklerini bu kadar çekici buldum.Annem yalvarır hersene bahçeden şu eriklerden götür diye:))İstemeeem de istemem!Şimdi diyorumki;Keşke getirseydim..Yapsaydım...Leyla'mı her yiyişimde ansaydım:)...Öpüyorum canısı..
YanıtlaSilAh ah ah Havva nasıl erik düşmanı olursun sennn :) Çok lezzetli oldu. Seneye artık ;) Teşekkürler arkadaşım.
SilHep aklımızın bir köşesinde kalan o güzel çocukluk anıları kalemine sağlık tarifler içinde ellerine sağlık canım sevgiler..
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilLeylacığım yine hünerli ellerinle harikalar yaratmışsın...Tariflerine çok güveniyorum. Şimdiye kadar denediğim her tarifin tuttu ve muhteşem oldu...Eminim bu tarifinde öyledir...Görüşmek üzere....Fatoş
YanıtlaSilFatoş, çok memnun oldum bunu duyduğuma inan....Çok teşekkürler.
SilSayende çocukluğuma doğru bir yolculuk yaptım:) Erik marmelatım var ama bu tarifi de mutlaka denemek istiyorum. Ellerine, yüreğine sağlık.
YanıtlaSilSeviyorum ben bu dükkanı, bu dükkanın sahibesini ve tatlı sohbetini.. keşke dedim içimden sahici bir dükkanın olsaydı da gelip hem kahvemizi içip hem sohbet edebilseydik:)
YanıtlaSilAhhh Deli'mmmmm, inşallah ilerde bir gün :) Sağ ve sağlıklı olalım da...
Silİştah kabartıcı. Tok adamı acıktırır bu:)
YanıtlaSil:) Teşekkürler.
SilLeyla, ne yalan söyleyeyim, bu anlattığın hikâyeleri okumak daha bir hoşuma gidiyor. Yeni tarifi var mı diye değil de, yeni hikâyesi- anısı var mı diye gelir oldum. Çok eğlencelisin.
YanıtlaSilAma yaptıklarının da hakkını vermek gerek elbet. Erikten herhangi bir şey ben de hiç yapmadım ama turtalardan ziyade en çekici geleni, marmelatı oluyor. Söylenirken ne hoş baksana; erik marmelatı, erik marmelatı.. :))
Ellerin dert görmesin.
Benim de böyle sözler duymak hoşuma gidiyor :) Çok teşekkür ederim. Erik turtası hiç denemedim ben :( Belki yakında...
Silben geldim mmmmmm misler gibi hazırlamışsın.
YanıtlaSilellerine sağlık yedim içtim mükemmeldi:))))))
ellerine sağlık harika olmuşlar..anılar ne hoş..ben pek sevmem tatlı tuzlu..ama sana taptatlı bi haberim var,bebiş geliyor :)
YanıtlaSilÇok sevindimm Gülin, daha da güzel haberlerini duyalım ilerleyen günlerde bebişin :)
SilGörüntü çok güzel..Tatlı tuzlu arası olan şeyleri pek yiyemem ama sizin tarifinizle canım çekti..Ellerinize sağlık:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilSabahtan beri yazına başlayıp orta yerinde iş çıkmasından dolayı yarım bırakıyordum. Her defasında da aynı duyguları yaşadım. Kabuğu dikenli salatalıklar ve sobalı odaya kurulan yer sofraları, gerçek ahşap olan.. Benim de çocukluğum böyle anılarla dolu. Şimdi tamamladım neyseki okumayı. Ben çok çok severim tatlı-tuzlu karışımını. Ve en çok da yumurtalı ekmek ve vişne reçeli ikilisini. Bana o duyguları hatırlattığın, gün ortasında canımı yumurtali ekmek çektirdiğin için sonsuz teşekkürler :)
YanıtlaSilSevgiler..
Oooo yumurtalı ekmek ve vişne reçeli harikaaa :) Çok teşekkürler Deniz. Kolay gelsin :)
Silçok sık yorum yazamıyorum ama yazılarını okuyorum ve hikaye eşliğinde anlatmana ise bayılıyorum. Tuzlu tatlı ikilisini ben de çok severim misal baklava ile ayran şahane olur. Mürdüm eriğinden marmelatı annem hep yapar ve benim en sevdiğim marmelat odur. Ellerine sağlık çok güzel görünüyorlar
YanıtlaSilBaklava ile ayran müthiş :) Çok teşekkür ederim. Öperim Heloyuuu :)
Silbu sene içinde erik olan herşeyin hastası oldum:)))marmelat yaptığın mor eriklerden mi, öyleyse denemek isterim, ellerine sağlık.
YanıtlaSilLeyla bana hiç yapmadığım birşey yani marmelat yaptıracaksın, yanına bir bardak çay koyuyorsun ya kalkıp sana gelmek istiyorum!
YanıtlaSilZeynep, keşke mesafeler kısacık olsa da kalkıp gelsen...
SilLeyla;
YanıtlaSilDün sana upuzun bir yorum yazmıştım ama internetimin berbatlığından ötürü yayınlayamadan kayboldu gitti kelimelerim. Şimdi hatırladığım kadarıyla yeniden yazıyorum bir bir. Eskiden marmelatları sevmezdim ama annem bir ayva marmeladı yapmıştı ki o günden sonra deli oldum kendisine. Bir de kuşburnu marmeladını seviyorum çok ama çok. Burada reçelden çok fransız marmelatları bulunuyor. Onların dokusuna, tadına ve pötikareli kavanozlarına da bayılıyorum. Tatlı tuzlu karıştırma durumuna ben hiç alışamadım. O yemek bloglarındaki pancake üzeri reçel veya şurup fotoğrafları beni ne kadar etkilese de denemeye hiç yanaşamadım. Oysa ki benim annem yumurtayı bile toz şekere banıp da yer:) Ama ben ne zaman tatlı tuzlu ikilisini düşünsem çocukluğumun kahvaltılarında hazırlanan reçelli minik ekmeklerin üzerine konan minik peynirleri yerken hissettiğim o ekşimsi duygu gelir oturur yeniden içime:( Ama bu fotoğrafın ve tarifin bana deneme isteği aşıladı. Bir marmelat yapmalıyım ve kocaman pancake ile yemeliyim dedim. Fotoğraflarına haksızlık etmemelisin bu kadar. Baksana o pancake beni nasıl gaza getirdi. Ellerine sağlık. Afiyetle ye:):)
Tuğba, ayva ve kuşburnu marmelatına bayılırım...Bu yaz annem bir sürü reçel yaptı. Marmelatı pişirdikten sonra pişman olduk reçel yaptığımıza inan. Seneye fikirlerimiz daha farklı olacak :)
SilÇok teşekkür ederim güzel yorumun için :) Afiyetle yedim, afiyetle ye :)
marmelatlara bayılırım da benim de pek aram yok pancakelerle. hepsi bir yana muhabbet güzel. sevgiyle kal...
YanıtlaSilNe güzel hikayeler anlatıyorsun,marmelat tadında.Şimdi sen de bizim kulağımıza fısıldadın,evde ki hangi meyveler marmelat olur acaba ?
YanıtlaSilElmadan bile olur :)
SilTeşekkürler.
Anılar...çocukluğumuz, hepsi ne güzeldi.Eğer anne-babanız yaşıyorsa şanslısınız, kardeşleriniz varsa daha şanslısınız,Leylacım.
YanıtlaSilYine ne güzellikler yazılmış,paylaşılmış.
Bu arada ben bu erik marmeladına bayıldım, evde yiyen olsa deneyeceğimde ,yiyen yok. Ben resimlerle yemiş kadar oldum,sevgilerle.
Çok şükür şanslıyız Dilek. Allah herkesin ailesine uzun ömür versin. Afiyet olsun :)
Silbayılırım ölürüm biterim hatta pancake'e :) ellerine sağlık..
YanıtlaSilTeşekkürler Meryem.
SilOy oy oyyy..hemen arayı açmadan pazar günü denenmeli:))))
YanıtlaSilKolay gelsin o zaman :)
Silmarmelatdaşım benim :)eline sağlık üçü de harika görünüyor.
YanıtlaSilLeyla afiyet olsun :)
YanıtlaSilİlk denemenin neticesi biraz değişik olmuş, ama sen memnun kaldıysan mesele yok demektir :)
Ben de tekrar yaptım haftasonu ve tabii mürdüm kalmamıştı. Anjelik erikle yaptım ben de... Pişerken mürdüm gibi kokmasa da aynen senin deneyimlediğin gibi benimkinin de kokusu soğuyunca çıktı :) Bu kez daha önce dediğim gibi çubuk tarçın da kattım, ama yarım değil tam. Çok keskin olmuyor, tavsiye ederim.
Çocukluk... Epeydir geriye dönük anılarımı canlandırıyorum ben de. Ege doğduktan sonra sıklaştı bu. Hey gidi... :)
Afiyet olsun tekrar. Geç gördüm, kusura bakma :) Sevgiler!
Banu, ben tarçını sonradan içinden çıkarmayı unuttun, öyle bir iştahla daldım ki marmelat kavanozunun içinde farkında olmadan tarçını ağzıma atmışım, çıtır çıtır yedim ben de :)
SilOğlun, daha çok anımsatıyordur sana çocukluğunu evet :) Çok teşekkür ederim tarif için. Bu arada kek için acele etme, ne zaman fırsatın olursa :)
Bu arada söz verdiğim kek tarifi aklımda, unuttum sanma :))
YanıtlaSil