(İçinde, kıyısından köşesinden de olsa Üsküdar barındıran anılarınız varsa bu yazıyı şu şarkıyı dinleyerek okumanız, Leyla'nızın size ufak bir ricasıdır.Umulur ki benim hissettiklerimi hissedersiniz.)
Tam da elimdeki bir fincan taze demlenmiş ıhlamur çayının kokusunu ciğerlerime çekerken, burnumun ucunu sızım sızım sızlatan kelime, Üsküdar...
"Üsküdar, beni akla gelmez manzara değişiklikleriyle cezbediyor. Marmara denizinden bakınca, bir tepenin üstünde yayılmış büyük bir köyden başka bir şey değil de Haliç'ten bakınca şehir gibi görünüyor.
Lâkin vapur Anadolu Yakası'nın en ileriye uzanmış burnuna dolaşarak iskeleye doğru dümdüz gidince , şehir genişleyip yükseliyor, binalarla örtülmüş tepeler birbiri arkasına gözüküyor, vadilerden mahalleler çıkıyor, köşkler yüksek yerlerde dağılıyor, küçük evlerle baştan sona rengarenk boyanmış sahil göz alabildiğine uzanıyor.
Nereye gizlenebileceği anlaşılmayan büyük, tantanalı tiyatroya benzeyen bir şehir , bir tiyatro perdesinin açılışında olduğu gibi hemen gözler önüne seriliyor. Neredeyse kaybolduğumuzu göreceğinizi düşünürken hayrete düşüp kalıyorsunuz...
...Sarmaşık ve asma dallarıyla örtülmüş sarı boyalı küçük evlerin içerlerinden , yeşillik fışkıran bahçe duvarlarının arasında yüksek çardakların altından , hemen hemen geçmeye mâni olan büyük çınarların gölgesinden yılankavi bir şekilde tatlı bir meyille yükselen anayoldan yürünüyor.Daha az ihtişamlı , fakat yedi tepe İstanbulundan daha neşeli , daha taze başka bir İstanbul gördüğümü sanıyorum...
...Şehrin yüksek kısmında derin bir köy sessizliği hüküm sürüyor. Aşağı taraflarda deniz şehirlilerin telaşlı hayatıyla kaynaşıyor. Haliç'e doğru uzanan uzun uzun selvilerden meydana gelmiş büyük bir ormanın içinde kayboluyoruz..."
Böyle anlatıyor seyyahların seyyahı Evliya Çelebi Üsküdar'ı. Şimdi olsa nasıl anlatırdı diye düşündüm, bir düzine cümle sıraladım art arda. Sonra döndüm, Evliya Çelebi'nin yazdığı satırları tekrar okudum ve benim satırlarımın ne denli aciz kaldığını gördüm. Bu azciyetimin sebebi, o dönem ki Üsküdarla bizim Üsküdarımızın pek bir benzer yanı olmayışı mıdır , yoksa benim Üsküdar tahlilimin anılara hapsolması mıdır bilemedim !
Üsküdar en zifiri, en kuytu karanlıklara dahi gömülse, benim yüreğimdeki yeri görkemli bir köşk gibidir. Hani şu Boğaz boyunca sıra sıra dizilmiş yalıların
ya da Çamlıca'nın yemyeşil bahçeleri içinde ihtişamla yükselen köşklerin insana hissettirdikleri kadar yüce...
Hayatımın 2 yılcık kadar bir dönemini geçirdiğim , benim için el değmemiş anılar barındıran ve hala taptaze bir çiçek gibi sakladığım yerdir Üsküdar. Ama bununla kalmadı, evvel zaman içinde Üsküdar'ı bana öncesinden daha çok sevdirmeye sebep güzel dostlarım oldu. Hani bir CEVİZLİ-DUBLE ÇİKOLATALI PASTA hikayesi anlatmış ve YİNE DE SEV adından çok naif bir şarkı paylaşmıştım 1,5 yıl kadar önce. Dönüp de o yazıya bir göz attığınızda sözünü ettiğim şeyin ne olduğunu anlayacaksınız (Yoksa henüz okumadınız mı ?).
Benim o yüreği güzel dostlarım sonrasında ÜSKÜDAR isminde bir şarkıya hayat verdiler. Ben o şarkı dinledikçe dinledim. Ve dinledikçe Üsküdar'ı daha bir içime çektim. O sebepledir ki sizin, bu satırları o şarkıyı dinleyerek okumanızı istedim. Sonuç ;
"Aşklarınız İstanbul kadar güzel, Üsküdar kadar büyülü olsun."
(Youtube şuan videoyu burada paylaşmama izin vermediği için kendisine çok kızgınım. Ama siz her bir Üsküdar kelimesinin üzerine tıklayarak o şarkıya rahatça ulaşabilirsiniz)
Malzemeler :
(Kaynak : Dokuzuncubulut)
1 adet iri ya da 2 adet orta boy portakal
3 adet oda ısısında yumurta
250 gr şeker
1 su bardağı sıvıyağ
80 gr bitter çikolata
250 gr un, azıcık tuz
3 yemek kaşığı kakao
1 paket kabartma tozu
3/4 su bardağı damla çikolata
-Portakalı 4-5 yerinden bıçakla delin. Bir tencereye alıp üzerini geçecek kadar su doldurun ve harlı ateşte 25 dk pişirin.
-Pişen portakalı soğuk suya tuttuktan sonra 4 parçaya ayırıp kabuklarıyla beraber mutfak robotunun içine koyun ve püre haline getirin.
-Un, kakao, tuz ve kabartmatozunu bir kaba eleyin.
-80 gr çikolatayı benmari usulü eritin.
-Yumurtaları şekerle beraber krema kıvamına gelene kadar çırpın (5-6 dk).
-Karışıma sıvıyağ, eritilmiş çikolata ve portakal püresini ilave edip tahta kaşıkla karıştırın.
-Ayrı bir kaba elediğiniz kuru karışımı üç ayrı seferde kek hamuruna ekleyip tahta kaşıkla karıştırmaya devam edin. Hamuru , tabanını yağladığınız küçük boy dikdörtgen borcama yayın.
-Son olarak damla çikolataları kek hamurunun üzerine serpip 170 derecede ısınmış fırında 35 dk pişirin.
-Tercihen kek soğuduktan sonra üzerini streç filmle kaplayıp buzdolabında 1 gece bekletin. Hem kesimi daha kusursuz olacaktır hem de içindeki çikolatalar sertleşeceği için yerken damağınızda kıtır kıtır bir tat bırakacaktır. Ha biz pişer pişmez keser yer, o kadar sabredemeyiz o ayrı !
-Keki dilimledikten sonra dilerseniz biraz bitter çikolata eritip kekin üzerine dökebilir veya kekin bir kısmını erimiş çikolataya batırıp soğuttuktan sonra servis edebilirsiniz.
Categories:
ÇİKOLATALI
KEK-MUFFİN
ellerıne sağlık kahve dukkanı cok guzel gorunuyor:)
YanıtlaSilLeylacım,ne kadar güzel dolu dolu bir post hazırlamışsın.Epey bir takıldım bloğunda.Tık oraya,tık buraya:)ellerine emeğine sağlık.Şarkılarıda beğenerek dinledim.Ben de çok Özledim istanbulu.5 sene oturdum ben istanbulda.5 senede bişkek.Evim orda,hatıralarım orda..seneye dönüyorum inşallah.ALDIM KEKİNDEN BİR DİLİM.SEVGİLERİMLE..
YanıtlaSilTeşekkürler Şule. Senin adına pek bir sevindim :)
Silarkadaşım tam kek yapmayı ve yemeyi canım isterken müthiş bir şey oldu bu tariff.... ellerine sağlık
YanıtlaSilCanım ellerine sağlık kek ve sunum harika:)))Ahhhhh İstanbul'um burnumda tütüyor sevgiler...
YanıtlaSilBen bu keki her daim yiyebilirim:) Tarif hemen işi gücü bırakıp not edildi akşama bir portakal buldum mu tamamdır bu iş:):) Kek aşkı diye buna derler herhalde:) Böyle koyu kekleri ve portakal aromalı olanları da ayrıca seviyorum. Ben de hemen fırından çıktığı gibi dağılmasına göz yumarak keke dalan kesimdenim:) Ama bu sefer sabredicem bakalım nasıl olacak:)Ellerine sağlık. Julia Child edasıyla ve gülümseyerek sana 'Bon appétit' diyoruum:)
YanıtlaSilKekin tadı, duruşu, dokusu hep bir başka değil mi :) Yeri ayrı, çocukluğumda en çok kek yerdik çünkü. Öyle kurabiye, makaron, pasta vs. bilmezdik..
SilTeşekkürler Tuğba.
Çok ilginç bir kek olmuş,ellerinize sağlık.ortalık buram buram portakal kokmuştur.mutlu pazarlar dilerim.
YanıtlaSilSevgili Leyla, yazını; o güzel müzik eşliğinde okudum. Nerelere gittiğimi ne sen sor, ne de ben söyliyeyim.:) Bu arada tarifin muhteşem. Çikolatalı lezzetlere bayılırım.:) Her ne kadar fazla tüketmemem gerekiyorsa da aradaki kaçamaklar hayattan bana kalan tatlar.:) Dolu dolu içeriğini takip etmekten memnuniyet duyacağım. Ellerine ve emeklerine sağlık. Sevgiler
YanıtlaSilNilgün Hanım çok naziksiniz. Çok teşekkürler.
SilEvet, şarkıyı dinlerken ben de en az sizin gittiğiniz yerlerde hissettikleriniz kadar duygulu şeyler hissettim :) Sevgiler...
yıllar oldu gitmedim istanbula bi nebze hasret giderdim şimdi :)
YanıtlaSilzevkle okuduğum yazılarından biri yine :)
YanıtlaSilCanım ellerine sağlık yapılışından belli harika bir lezzetinin olduğu portakalla çikolata kekte buluşunca beni mest ediyor.Sevgiler...
YanıtlaSilBu çok ilgimi çekti, yapılacaklara ekledim :) Portakal acı gelmiyor de mi? Çünkü beyaz yerleri de var ya, endişe ettim. Kaynadığı için acılığı gidiyor ya da...
YanıtlaSilHayır hiç bir acılık gelmiyor. Dediğin gibi kaynadığı için olabilir.
Silİstanbul ayrı güzel canım
YanıtlaSilkek enfes ellerine sağlık
sevgiler
Bir haftadir kendimle mücadele icindeyim mutfakta yemek disinda pasta kek kurabiye börek cörek yapilmayacak,sebebi tatil öncesi birazcik alinan kilo
YanıtlaSilBol cikilotali ve bol portakal aromali bu nefis keki görüpte acaba yapsamda kenarindan tadina baksam olmazmi fikriyle bogusuyorum suan
Denize nazir sunumuyla kadife dokusuyla muhtesem bir kek olmus ellerine saglik canim
Teşekkürler Bahar. Sen yağsız yapabilirsin. Hatta dilersen şeker yerine pekmez kullanabilirsin. Unu da kepekli kullandın mı, oldu da bitti :)
SilAh üsküdar ve fatihin yeri ayrıdır :)
YanıtlaSilLeylacığım bu keki bende not almıştım dokuzuncu buluttan. Ama bir türlü cesaret edememiştim. Denesem mi acaba?
YanıtlaSilE tabi ki Fatoş, portakal mevsimi geçti geçecek :)
SilÜsküdar'ı artık Evliya Çelebi'nin gözünden görmek çok zor. Son yıllarda epey çılgınlaştı.
YanıtlaSilPortakalın keklerdeki aromasına bayılıyorum. Bu teknik de ilginçmiş. Merak ettim nasıl olacağını. Görüntüsü harika zaten. Ellerine sağlık Leyla.
Haklısın Deniz. Ama o eski sokaklar hala Üsküdar kokuyor, kıymetini bilmeli....
SilPortakal ve çikolatayı birbirine çok yakıştırıyorum. İstanbul ve portakallı çikolatalı kek ikisi bir arada harika...
YanıtlaSilharika bir post,gözüm gönlüm açıldı,
YanıtlaSilhatta karnım acıktı,
bir dilim alıp kaçtım,
sevgiler...
Üsküdar teşekkür ediyor sana bunca güzel iltifatın için, Salacağın da selamı var Leyla(k)cığım :)
YanıtlaSilBen de çok seviyorum Üsküdar'ı, te Zeynep Kamil'den yokuş aşağı iskeleye kadar vuruyorum kendimi bazı sabahlar :) Şimdi kıskandırmak gibi olmasın ama hazır ıhlamur zamanı da yaklaşmışken hele, ara ara burnuna vuran kokularla yürüyüş pek bi harika oluyor :)
sevgiler...
Of offf Esen , o ıhlamur kokusu dedin ya, hah oraya kadar bir şeycik yoktu, ama orda böyle yüreğime yüreğime bıçak sapladın ya hu :)
SilÇok özlüyorum Esen, ama gelip gezmek değil mevzu, gelip ebediyyen kalmak :)
Hadi inşallah diyim o zaman, Allah kısmet etsin ve sen bize komşu ol Leylacım :)
Silportakalın uygulaması çok farklı ve harika bir duygu verdi yemiş kadar oldum :) eline sağlık
YanıtlaSilBende yapmış ve tatmış biri olarak nefis diyorum:))
YanıtlaSilYine sımsıcak anlatmışsın, ne de güzel olmuş. Kekin bu kadar portakallısına ilk kez rastlıyorum ve benim gibi portakal canavarı için inanılmaz olsa gerek :)
YanıtlaSilEllerine sağlık
Tam mevsimiyken denemek lazım :)
Silbayıldım ellerine sağlık.....portakal ve kakolu olan herşeye aşık bana hediye olmuş bu tarif....
YanıtlaSilankaradan sevgiler
Bende çikolata ve portakalı birbirine çok yakıştırıyorum,Leyla'cım.Eline sağlık.
YanıtlaSilhem portakal hem çikolata tam benlik
YanıtlaSilen kısa sürede yapmalıyım
ellerine sağlık
Hande evet şahane oluyor.
SilNefis bir kek olmuş ellerine sağlık canım .
YanıtlaSilMerhaba;
YanıtlaSilBugün tüm yorgunluğuma rağmen yine kendime engel olamadım ve tarifi denedim. İyi ki de denemişim. Bayıldık:)Mis gibi kokuyor şu anda evin içi ve ben iki dilim keki yuvarladım sütümü yudumluyorum:) Dediğin gibi dolapta beklemesi konusunda sabırsız davrandım ve eşimin yoğun isteğiyle dilimleyip tadına baktık. Geri kalanı dolaba attım yarın da o şekil bir deneme yapacağız. Yapımı da oldukça kolay. Sevdim bu tarifi ben çok. Portakal da bir keke bu kadar yakışırdı zaten:) Tekrar teşekkürler. Akşam akşam mutlu oldum çoook:)
Tuğba, beğenmenize çok sevindim :) Benim de çok severek yapıp afiyetle yediğim bir kek oldu artık. Yarın yerken tavsiyem, yanına vanilyalı dondurma :)
SilAfiyet ola...
Merhabalar,
YanıtlaSilHem İstanbul' u anlatımınıza hem de keke bayıldım. İzninizle bir tane aldımmm.. Ellerinize sağlık. Bloğunuzu severek takip ediyorum. İzlemeye aldım. Bana da beklerim. Kocaman sevgilerimle,
Çok teşekkürler.
SilŞarkıyı şimdi dinliyorum, İstanbul'u çok özlemişim, gözlerim doldu... N'aptın şimdi sabah sabah, oooof...
YanıtlaSilHatırladıkça bana da böyle oluyor...
SilMerhabalar Leyla hanım, sayfanız, sunumlarınız gerçekten beğendiğim sayfalar arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bunu samimiyetimle belirtmek istedim. Evet bu gün tatlı krizime ancak akşam saat 21.00 a kadar engel olabildim. Tarifinizde epey baktım önce. Sonra kendimi birden mutfakta buldum. Evet yorumlarda da yazıldığı gibi şimdi evimi mis gibi portakal kokusu sardı. Şimdi sıra bir gece üzerini kapatıp dinlendirmede. Nasıl sabredeceğimi bilemiyorum ama. 😕 Ellerinize sağlık. Sevgiler.
YanıtlaSilMerhaba Emel Hanım. Çok teşekkürler güzel sözleriniz için. Umarım kekiniz hayal ettiğiniz gibi olmuştur. Unutmuştum bu tarifi, bu akşam biz de pişirelim bari :)
Sil